Bilirkişilik, adaletin gözü ve kulağıdır.
Bir bilirkişi, bir davada sadece teknik bilgi sunmaz; gerçeğin ağırlığını taşır. Ancak son yıllarda getirilen düzenlemeler, özellikle tüzel bilirkişilik sistemi, bu kutsal görevin özünü zedelemekte ve binlerce bilirkişinin emeğini hiçe saymaktadır.
Türkiye’nin dört bir yanında, mahkemelere destek olmak için fedakârca çalışan bilirkişiler, artık kendilerini sistemin dışında bırakılmış hissediyor.
Yıllarca eğitim almış, tecrübe edinmiş, rapor hazırlamayı vicdani bir görev sayan birey bilirkişiler, yerini şirketleşmiş, kurumsal yapılar adı altında belirsiz sorumluluklara terk etmek zorunda kalıyor.
Bu durum yalnızca bir meslek grubunun değil, adaletin tarafsızlığının da zedelenmesidir.
Çünkü adaletin en güçlü temeli, bireyin vicdanıdır — kurumsal menfaat değil.
Tüzel bilirkişilik, görünüşte modern bir sistem gibi sunuluyor. Ancak gerçekte bu uygulama, bilgi birikimini kurumsal çerçevelere hapsediyor ve kişisel sorumluluk duygusunu ortadan kaldırıyor.
Bir şirketin veya kurumun hazırladığı raporda “vicdan” kimdedir?
Kim imzalar?
Kim hesap verir?
Sorular cevapsız, sistem sessizdir.
Tüm Bilirkişiler Mesleki ve Dayanışma Derneği olarak biz, hakkı yenilen her bilirkişinin sesi olmayı görev biliyoruz.
Biz adaletin tarafıyız.
Biz, emeğin, bilginin ve vicdanın temsilcisiyiz.
Tüzel bilirkişilik sistemiyle, bilirkişilik ruhu kurumsal duvarlar arasına hapsedilemez. Çünkü adaletin özü, insanın içindedir.
Her bilirkişi, görev yaptığı dosyada adaletin kaderine dokunur.
Bir insanın malı, hakkı, özgürlüğü ya da geleceği, onun kaleminden çıkan rapora bağlı olabilir. Bu kadar hayati bir sorumluluk, “tüzel kişilik” adı altında belirsiz bir yapıya devredilemez.
Vicdan, kurumsal mühürle değil, insan kalbiyle işler.
Adaletin temel direği olan birey bilirkişiler yeniden güçlendirilmelidir.
Eğitim, standart, etik denetim elbette olmalı; ama sorumluluk, isim ve imza bireye ait kalmalıdır.
Biz bu mücadeleyi yalnız kendimiz için değil, adaletin onuru için veriyoruz.
Bugün adalet sessizse, biz konuşacağız.
Bugün hakkımız yeniyorsa, biz direneceğiz.
Çünkü bilirkişilik bir meslek değil, adalete duyulan bir inançtır.
Ve biz bu inancı asla teslim etmeyeceğiz.